6 Ağustos 2010 Cuma

İNSANLARLA ETKİLİ İLETİŞİM

İnsan için “fizyolojik” ihtiyaçların yanı sıra “psikolojik” ihtiyaçları da çok önemlidir. Her insan, fizyolojik olarak var olduğu gibi, psikolojik olarak da var olabilmek için “fark edilmek”, “umursanmak”, “kabul edilmek”, “anlaşılmak”, “değer verilmek”, “sevilmek” istemektedir.[1]

LÜTFEN BENİ UMURSA!

İnsana dünyanın en dayanılmaz işkencesini yapmak isterseniz, onu umursamamanın baskın olduğu sosyal bir ortama koyun. En acı ve ıstırap verici bedensel işkence bile, umursamamaya tercih edilir. Çünkü bedensel işkenceyi yapan, işkence yaptığı kişinin varlığını kabul etmiş olmaktadır.[2] Hikmetli Kur’ân’da şöyle bildirilmektedir: “Allah, (Tebük seferine katılmaktan kaçınan ve) geri bırakılan üç kişinin de tevbelerini kabul etti. Yeryüzü, bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmıştı…”[3] Çünkü diğer sahabilere, cihaddan geri kalan bu üç sahabiyi umursamamaları, ilişkilerini tamamen kesmeleri, selamlarını dahi almamaları emredilmişti. Bu yüzden de dünya o üç sahabiye dar gelmişti.

LÜTFEN BENİ KABUL ET!

Kabul edilen, kişinin kendisidir. Onaylanan ya da onaylanmayan ise onun davranışlarıdır. Hataların değil, ama insanların yanında olunmalıdır.[4]

Hikmetli Kur’ân’da şöyle buyurulmaktadır: “Eğer isyan ederlerse, de ki: Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım.”[5] Görüldüğü gibi âyette, “ben sizden uzağım” denilmedi, “yaptıklarınızdan uzağım” denildi.[6]

Sahâbe-i kirâmdan Ebu’d-Derdâ (ra), günah işlemiş bir adam hakkında, “Ben ona değil, yaptığı işe kızıyorum. Yaptığı kötülüğü terk ettiği zaman o yine benim kardeşimdir” demiştir.[7]

LÜTFEN BANA DEĞERLİ OLDUĞUMU HİSSETTİR!

Hikmetli Kur’ân’da şöyle açıklanmaktadır:

“Yemin olsun, size kendi içinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”[8]

“(Ey Rasûlüm! İnsanların bir kısmı, ulaştırdığın mesaja) inanmıyorlar diye (üzüntüden) neredeyse kendine kıyacaksın!”[9]

“Onlar bu mesaja inanmak istemiyorlarsa, (inansınlar diye) kendini mi tüketeceksin.”[10]

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) de şöyle bildirmiştir: “Allah’ın, senin vasıtanla bir kişiye hidayet vermesi, senin için, güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.”[11]

Hz. Ali (ra) şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber (sav), birlikte oturduğu kimselerin seviyelerine göre, her birinin hâl ve hatırlarını sorarak onlara iltifat ederdi. Çevresindekilere öylesine candan davranırdı ki, birlikte oturduğu kimselerin hepsi de Rasulullah nezdinde en değerli insanın kendisi olduğu zehabına kapılırdı.”[12]

Efendimizin şu hadis-i şerifinde belirtilen hususlar da kişiye değer verildiğini gösterir: “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu teslim etmez (tehlike karşısında yardımsız bırakmaz). Kim kardeşinin bir ihtiyacını karşılarsa Allah da onun bir ihtiyacını karşılar. Kim Müslüman’ın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim Müslüman’ın bir ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun bir ayıbını örter.”[13]

KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR.[14]

Sevenler, daha çok sevilir.[15] Bizi sevdiklerini bildiğimiz insanları severiz.[16] İnsanlar beni severlerse, fikirlerimi de severler.

Peygamberimiz (sav) şöyle bildirmiştir: “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.”[17] “Mümin, ülfet eden ve ülfet edilen kimsedir. Ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur.”[18]

İnsanların sevgi dilleri farklıdır: Peygamberimiz (sav) şöyle bildirmiştir: “İnsanlara menzillerine (konumlarına, durumlarına) göre davranın.”[19] İnsanların gönül dili, sevgi dili, değer dili birbirinin aynı değildir, farklı farklıdır. Mesela; Çinceden başka bir dil bilmeyen bir insana hitaben, Türkçe olarak ne kadar “seni seviyorum”, “sana değer veriyorum” desek, meramımızı anlatamamış oluruz. Bunun içindir ki muhatabımızın anlayacağı dili öğrenmek gerekir.

İnsanların birincil sevgi dilleri 5 tanedir:

1- Onay sözleri: Sevginizi, beğeninizi, takdirinizi iletecek güzel sözler

2- Nitelikli beraberlik: Zaman ayırmak ve bütün ilgi ve dikkati ona yoğunlaştırmak; yapmaktan hoşlandığı bir şeyi içtenlikle yapmak

3- Armağan almak,

4- Hizmet davranışları: İşlerinde ona yardımcı olmak, hizmet etmek,

5- Fiziksel temas: Sarılmak, kucaklamak, saçlarını okşamak, sırtını sıvazlamak, ellerini tutmak, dokunmak, masaj yapmak, öpmek vs.[20]

Güzel söz:

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Onların içlerine işleyecek, ruhlarına nüfuz edecek söz söyle.”[21]

“Kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.”[22]

“İnsanlara güzel söz söyleyin; insanlarla güzellikle konuşun.”[23]

“Kullarıma söyle, en güzel şekilde konuşsunlar; sözün en güzelini söylesinler. Çünkü şeytan, insanların aralarını açmak için her zaman fırsat kollamaktadır. Şeytan gerçekten insanın apaçık düşmanıdır.”[24]

“Tatlı söz yılanı ininden, acı söz insanı dininden çıkarır” denilmiştir.

Can kulağı ile dinlemek:

Çoğumuz, dostlukların konuşmanın sonucunda olduğunu sanırız. Gerçekte dostluk, dinlemenin sonucunda oluşur, konuşmanın değil.[25] Dinlemesiyle insanları anlayan, değer veren insan, öyle bir güven ve anlayış ortamı yaratır ki, bu ortam içinde herkes onu özler, onunla beraber olmak ister, onu izlemek ister.

Ünlü psikoterapist Prof. Victor Frankl’a gece yarısı bir kadından telefon gelmiş. Kadın diyormuş ki, “Biraz sonra intihar edeceğim. Kararlıyım. Fakat o kadar ünlüsün ki neler söyleyeceğini çok merak ettim.” Victor Frankl kadınla iki saat konuşarak onu intihardan vazgeçirmeye çalışmış ve bunu başarmış da. Victor Frankl kim bilir neler söyledi? Kadını nasıl ikna etti? Onu üniversitede ziyaret eden kadını dinleyelim: “Telefonda söylediğin şeyler bana hiç inandırıcı gelmedi. Ben, söylediklerinin etkisi ile değil, gece yarısı iki saat benimle konuşacak, beni dinleyecek, bana yardım etmek isteyecek birini bulduğum için intihardan vazgeçtim.”[26]

Şu âyet-i kerime, Peygamber Efendimiz'in insan ilişkilerindeki başarısının sebeplerini özetle açıklayıcı mahiyettedir: “(Ey Peygamber,) insanlara yumuşak davranman da Allah’ın merhametinin eseridir. Eğer katı yürekli kaba biri olsaydın (kırıcı ve sert davransaydın) insanlar senin etrafından dağılıverirlerdi. Öyleyse onların kusurlarını affet, onlar için mağfiret dile ve işleri onlarla müşavere et. Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah’a tevekkül et. Allah muhakkak ki mütevekkilleri sever.”[27]



Dipnotlar:

[1] Stephen Covey, Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı, İstanbul 2003, s. 257; Clifford T. Morgan, Psikolojiye Giriş, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölüm Yayınları, 9. bs. 1991, s. 205-207; Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Kitabevi, 7. bs. 1997, s. 250-255. Detaylı bilgi için bkz. Doğan Cüceloğlu, İletişim Donanımları, İstanbul: Sistem yay., 2002, s. 87-134

[2] Doğan Cüceloğlu, Yeniden İnsan İnsana, İstanbul: Sistem yay., 2000, s. 29

[3] 9/Tevbe Sûresi, 118. Ayet

[4] Recep Şükrü Apuhan, İnsan İlişkilerinde En Etkili Davranışlar, İstanbul: Timaş yay., 1998, s.

[5] 26/Şuara Sûresi, 216. Ayet

[6] Ebu Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-Kulûb (Kalplerin Azığı), trc. Muharrem Tan, İstanbul 1999, IV, 234

[7] Ebu Talib el-Mekki, a.g.e., IV, 235; Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, I, 225

[8] 9/Tevbe Sûresi, 128. Ayet

[9] 26/Şuara Sûresi, 3. Ayet

[10] 18/Kehf Sûresi, 6. Ayet

[11] Taberanî, Mu’cemu’l-kebir, I, 315, hadis nu: 930

[12] Tirmizî, Şemail, bab: 47 (Tevazu), hadis nu: 7 (336); Ali Yardım, Peygamberimiz’in Şemaili, İstanbul: Damla yay., 2. bs. 1997, s. 413

[13] Ahmed, Müsned, V, 335

[14] Bu söz, Peygamber Efendimize ait bir hadis-i şeriftir. bkz. Buhârî, Edeb 96; Müslim, Birr 166; Riyazu’s-salihîn, hadis nu: 369

[15] J. L. Freedman-D. O. Sears- J. M. Carlsmith, Sosyal Psikoloji, çev. Ali Dönmez, Ankara: İmge ktb., 2. bs. 1993, s. 192

[16] Freedman vd., a.g.e., s. 201

[17] Ebû Dâvud, Edeb 19; Tirmizî, Zühd 45; Kütüb-i Sitte, hadis nu: 3447

[18] Ahmed, Müsned, II, 400; V, 225; Hâkim, Müstedrek, I, 23

[19] Ebu Davud, Edeb 23; Kütüb-i Sitte, hadis nu: 3360

[20] Bu hususta Gary Chapman’ın Beş Sevgi Dili adlı kitabı okunmalıdır.

[21] 4/Nisa Sûresi, 63. Ayet

[22] 17/İsra Sûresi, 28. Ayet

[23] 2/Bakara Sûresi, 83. Ayet

[24] 17/İsrâ Sûresi, 53. Ayet

[25] Doğan Cüceloğlu, İletişim Donanımları, s. 138

[26] Recep Şükrü Apuhan, İnsan İlişkilerinde En Etkili Davranışlar, s. 73

[27] 3/Âl-i İmrân Sûresi, 159. ayet