19 Ocak 2011 Çarşamba

Tedbirli hareket etmenin çeşitleri


Sultan Abdülaziz, bir gün Keçecizade Fuat Paşa’ya, kendisiyle Ali Paşa ve Mütercim Rüştü Paşalar arasındaki mizaç farkını sormuş. Fuat Paşa:
“Efendim” demiş; “yeni yapılmış bir köprü tasavvur buyurun. Üçümüz, köprübaşına gelince, bendeniz hemen besmele çeker, korkusuzca geçerim. Ali Paşa, besmele çeker, bir Elham okur, köprüyü devamlı kontrol eder, sonra geçer. Rüştü Paşa ise, besmele çeker, bir Yasin-i Şerif indirir, üç tabur da asker geçirir, sonra geçer.”

Hazır Cevaplar, II, 180

Kusurlu/Günahkar insanları sürekli rencide etmemek, bilakis yardımcı olmak


Ebu Derda bir gün yolda giderken, halktan bazı kimselerin, işlediği günahı ortaya çıkmış bir adamı rencide ettiklerini görür. Bu kaba muamele karşısında onlara şu suali sorar:
“Siz, şimdi incittiğiniz bu kardeşinizi bir kuyuya düşmüş görseniz, onu oradan çıkarıp yardım eder misiniz?”
“Çıkarırız elbette” derler.
Ebu Derda onlara şunları söyler:
“Öyleyse kardeşinize hakaret ederek onu düşmüş olduğu günah çukuruna iyice itmeyin, çıkmasına yardımcı olun. Sizi böyle hallere düşürmeyen Allah’a binlerce şükredin. Kızmanız gerekiyorsa; onun şahsına değil, yaptığı günaha kızın. 

Hazır Cevaplar, II, 160

Soruya göre susma ya da konuşmayı tercih etmek

İmam Şafii'ye bir soru sormuşlar, cevap vermekte gecikmiş.
- Niçin susuyorsunuz? demişler.
Şöyle cevap vermiş:
- Susmak mı hayırlı, yoksa konuşmak mı?, onu düşünüyorum.

Hazır Cevaplar, II, 157

İnsanlara özelliklerini/kusurlarına aynalık yaparak fark ettirmek

Ressam Çallı İbrahim’e portresini yaptıran yeni zenginlerden biri, resmi dikkatle inceledikten sonra kaşlarını çatarak:
“Ben bu resme para vermem!” Diye çıkışmış. Beni kabak gibi gösteriyor.
Çallı, sevimli bir gülümseyişle:
“Peki ama beyim” demiş. “Resminizi yaptırana kadar, hiç aynaya bakmadınız mı?”

Hazır Cevaplar, II, 124

İlimde ihtisaslaşanların kullandıkları dilin anlaşılmazlığı


Dr. Ali Mazhar Pamir, bir cenazeye girip:
“Bana bir tüp salisilik asit, monestic acidester verirmisiniz?” dediğinde, bütün kafalar apışıp kalmış ve eczacıya gidip bunun ne olduğunu öğrenmişler. Daha sonra da doktorun yanına gelerek:
“Yani aspirin istiyorsunuz, öyle mi?” diye sormuşlar.
Profesör:
Tamam, tamam!.. demiş. Şu ilacın ismini bir türlü aklımda tutamıyorum.

Hazır Cevaplar, II, 110

Sorulara bilimsel üsluptan ziyade, halkın anlayabileceği bir dille cevap vermek


Tıp fakültesi öğrencilerinden, bebeklere neden anne sütü verilmesi gerektiğini beş madde halinde özetlemesini istemişler.
Öğrencilerden biri şu cevabı vermiş:
“Anne sütü, inek sütüne beş noktadan tercih edilir: 
1. Tazedir, 
2. Temizdir, 
3. Kedilerin içme tehlikesi yoktur, 
4. Gezmeye giderken götürmesi kolaydır, 
5. Küçük kaplar içinde taşındığı için çalkalanıp yağı ayrılmaz.”

HAzır Cevaplar, II, 106

Ölene dek ilim


Büyük mezhep imamlarından Ahmed Bin Hanbel, aksakallı biri olduğunda bile elinden kalemini ve mürekkebini hiç bırakmamış. Yaşlılığında onun bu halini gören biri:
“Ey Ebu Abdullah! İlim açısından zirvede olduğun halde, kalemin elinden düşmüyor. Ne zamana kadar böyle devam edecek? Diye sorduğunda, ondan şu cevabı almış.
“Mezara kadar.”

Hazır Cevaplar, II, 103

Faydasız/gereksiz ilim

Halife Harun Reşid’in sarayına gelen bir adam, çok büyük marifetlere sahip olduğunu söyleyince huzura alınmış. Halifenin adamları da oraya toplanmış. Adam, yumuşak bir tahtaya delikli bir iğne batırdıktan sonra, uzaktan attığı ikinci bir iğneyi onun deliğine, üçüncü iğneyi de ikincinin deliğine sokarak selam vermiş. Adamı seyredenler, gördüklerine inanamıyormuş.
 Harun Reşit, adama sormuş.
“Bunu yapabilmek için kaç yıl uğraştın?”
Adam:
“Yirmi yıl efendim!..” demiş. Hem de geceli gündüzlü.
Bunun üzerine Halife:
“Bu adama yirmi altın verin ve yirmi de sopa vurun, diye emretmiş. Altınlar, bu iş için katlandığı sabır içindir. Yirmi sopa ise, yirmi yılını böyle basit şeylere harcadığı için.”

HAzır Cevaplar, II, 98

İlgi


Peyzaj mimarlarından Mevlüt Baysal, gittiği lokantada bir saat beklemek zorunda kalmış. Nihayet bir garson gelip sormuş:
“Ne isterdiniz?”
Mevlüt Baysal, kibarca cevap vermiş.
“Bir porsiyon ilgi lütfen”

Hazır Cevaplar, II, 71